
İstanbul’un işgaline karşı protesto gösterileri
İngiliz egemenliği altında bulundukları halde, Halife'ye bağlılıklarını sürdürmeye çalışanların başında ise Hint Müslümanları geliyordu. Savaş sonunda Anadolu'nun yer yer işgal edilmesi ve Halife'nin bulunduğu İstanbul'un da işgal altına alınması Hint Müslümanlarının karşı gösterilerine yol açtı.
O günlerde halifeliğin korunmasını sağlamak ve İngiltere'ye baskı yapmak için Hindistan Hilafet Komitesi (Indian Commıttee of the Caliphate) ve Hindistan Hilafet Kongresi gibi dernekler kurulmaya başladı.
Londra’da düzenlenen miting ve toplantılar: “İstanbul’dan çekilin”
İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalinden 10 gün sonra, Londra'da Hintli Müslümanlar ilk protesto mitingim düzenlediler. Hindistan'da da sadece Müslümanlar arasında değil, ülke çapında Anadolu'ya destek kıpırtıları başlamıştı. Yardımı örgütleyen Hint Müslümanları para topluyor, İngiliz makamlarına dilekçeler, muhtıralar gönderiyor, mitingler ve toplantılar düzenliyorlardı.
24 Mart 1921 günü, Hindistan'dan Londra'ya giden bir heyet İngiltere Başbakanı Lloyd George ile görüşerek İngilizlerin İstanbul'dan çekilmeleri isteklerini anlattı.
İngilizler, İnönü zaferleri ile Hindistan’da bağımsızlık faaliyetlerinden korkuyorlar
İkinci İnönü savaşının Türk ordusu tarafından kazanılması, İngiltere'nin Hindistan Genel Valisi E. S. Montagu'da ciddi kaygı yarattı. Montagu bu olayın yankılarının Hidistan'ı daha büyük boyutta etkilemesinden endişe ediyor ve İngiliz hükümetinin Türkiye karşıtı açıklamalarının Hindistan'daki bağımsızlık faaliyetlerini artırmasından korkuyordu.
Sadece Müslümanlar arasında değil,
tüm Hindistan'da Anadolu'ya destek başlamıştı.
Ankara’ya ulaşma üzere yardım kampanyası ile para toplanıyor
Bu sırada merkezi Bombay'da bulunan Hindistan Hilafet Komitesi'nin açtığı yardım kampanyası büyük ilgi gördü. Hint Müslümanlarının yardımı olarak Ankara'ya ulaştırılan para miktarı, 125.000 İngiliz Lirası idi. Bu para yardımı Hazine'ye konulmayarak Osmanlı Bankası'nda muhafaza edildi. 'Büyük Taarruz' öncesinde mali kaynaklar tükenince Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı Bankası'na emir vererek parayı geçici olarak Maliye Bakanlığı'na devretti. Hindistan Müslümanlarının gönderdiği bu para, yeni cumhuriyetin temellerinin atılmasında büyük fayda sağlayacaktı.
Büyük Taarruz’un etkisi ile Hintlilerin baskısı daha da artıyor
Büyük Taarruz'un bittiği günlerde Türk ordusunun Yunanlıları yenerek Çanakkale'deki İngiliz birlikleriyle karşı karşıya kalması Hindistan'da şok etkisi yarattı. Acaba Londra Türklerle 7 yıl sonra yeniden savaş yapmayı göze alabilir miydi?
Hint Müslümanlarının bu konudaki tavrı sert oldu. Hint Müslümanları, İngilizler üzerindeki baskıyı artırmak için İngiliz mallarını satın almıyorlardı. Londra'ya mesaj göndererek Çanakkale krizinde asker gücü olarak Hindistan'a güvenilmemesi istendi. Bu sırada Delhi'de gönüllü asker toplayarak bir 'Ankara Lejyonu' oluşturulması çabası başladı.
Trakya ve İstanbul’u Mustafa Kemal’e teslim etmezseniz Lejyonları göndeririz
Hint Müslümanları, İngiliz Başbakanı Lloyd George'a telgraf çekerek Trakya ve İstanbul, Mustafa Kemal Paşa'ya teslim edilmediği takdirde, Ankara Lejyonu'nu harekete geçireceklerini duyurdular. Savaşın kazanılmasıyla birlikte Hindistan'da da büyük kutlamalar oldu. Ancak Hint Müslümanlarının Türkiye lehindeki tutumu ve Anadolu'da Hint Müslümanları hakkında duyulan sempati, İngiltere'nin bu durumu casusluk faaliyetleri için kullanmasına yol açtı.

Hindistan'dan Anadolu'ya gönderilen erzak ve cephane yardımı, Konya üzerinden cepheye taşınıyordu .
Klasik İngiliz oyunu…Casuslar devrede
Cumhuriyet ilanından sonra iki Hint asıllı İngiliz, Emir Ali ve Ağa Han, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na hilafetin korunması ve güçlendirilmesi hakkında ortak bir mektup yazarlar. Halbuki bu iki kışı, Kurtuluş savaşı boyunca Anadolu mücadelesinden yana gözükmüş ama aslında İngiliz çıkarları için hareket etmişti. Savaş boyunca İngilizler adına casusluk yapan Dr. Frew'a mali kaynak sağlayan Emir Ali'nin yanında, Ağa Han da Mustafa Kemal'i öldürmekle görevli olduğunu yakalandığında itiraf eden İngiliz ajanı Mustafa Sagir'i kurtarmak için büyük gayret sarfetmışti.
Hindistan’dan casuslara tepki telgrafı
Bu dönemde Hint Müslümanlarının temsilci Hilafet Konferansı Başkanı Mevlana Şevket Ali, Mustafa Kemal'e gönderdiği telgrafta, bu kişiler için:
"Hindistan'dan uzakta olanlar, Güney Asya Müslümanlarının gerçek hissiyatını anlamadan, hilafet gibi hassas bir konuda fikir beyan etmemelidirler"
dedi ve şu mesajı yolladı:
"Hint Müslümanları adına Cumhuriyet'in teşkilini tasvip etmez görünen herhangi bir telgraf, Hind Müslümanlarının hakiki görüşü olarak kabul edilmemelidir. Bu gibi telgrafları çekmeye cesaret edenler, Hint hilafet heyeti ve programının düşmanıdır."
Sonuç olarak hilafetin kaldırılması, bir kısım yaşlı Hint Müslümanın kırılmasına neden olduysa da Hindistan'da geniş kesim Osmanlı halifesinin ülkesini korumakta gösterdiği zayıflığı görerek yeni Cumhuriyet'e destek verdi.
Hintlilerin gözüyle Milli Mücadele
Gandhi (Özgürlük mücadelesi lideri):
"Haydi bir daha beni tutuklayınız, İngilizler! Tutuklamak ve öldürmekle iş bitmiyor. Öldü sanılan ve cenaze törenleri bile hazırlanan Türkler, içine konulmak istedikleri tabutu, katillerin başına nasıl geçirdiklerinin örneklerini vermektedirler."
J. Nehru (Eski Başbakanı):
"Kemal Paşa, gençlik günlerimde benim kahramanımdı. O Doğu'da, modern çağın yapıcılarından biridir."
M. Ali Cinnah (Pakistan'ın kurucusu):
"Atatürk gibi bir önder önlerinde bir ilham kaynağı olarak durduğu halde, Hint Müslümanları bugünkü durumlarına hâlâ razı olacaklar mı?"
R. K. Sinha (Yazar):
"Hintlilere bağımsızlık yolunda yürümek fırsatını ve cesaretini veren, Türk sorunu olmuştur."
Yorum Gönder